www.google.com

bilalkayabay.blogspot.com

25 Eylül 2009 Cuma

ADANMIŞ TÜRKÜLERİM

HADİ GEL

hamak yap saçlarını
aşka bele gönlümü

asılıp gözlerine
sallanmak istiyorum
sevdanın uçlarına
dingin duru sevmelere
ulaşmalı yüreğim

hangi güç aklayabilir
insanlığın yüzünü

hadi gel sevişelim


İNSAN İNSAN

insan gördüm
adı insan

insan gördüm
tadı insan

insan gördüm
bütün canlara düşman

insan gördüm
canlardan öte bir can

insan gördüm
öleyazdım acımdan

insan gördüm
onur duydum adımdan

insan gördüm
dalmış kör karanlığa

insan gördüm
uçmuş soy aydınlığa

insan gördüm
tanımamış sevmeyi

insan gördüm
tanrı bilmiş sevmeyi

insan gördüm
eteğinde dolu taş

insan gördüm
yüreği hacıbektaş


İNSAN ORMANI

ışıksız yürüyen orman
kayboldum

tilkisi kurdu sırtlanı
örümcek akrep yılanı
kuşatıldım

sığınaksız yabanıyım
bu karanlık ormanın
kan çağırır
yarasa çığlıkları
çıldırır kulaklarım

gönlümde
yunus türküsü
yüzümde utancı
haccac olmanın

ben ki
aşktan çoğalırdım
yok oldum


KİMSESİZ GECELER

kimsesiz gecelerin
kimsesiyim ben
karanlıklardan kaçıp
bana gelir geceler

onlarla paylaşırım
acımı sevincimi
gün dağların ardında
geceler kollarımda

ve şiirler dillenir
dostluktan aşktan yana
dizelerde avunur
dinmeyen sızıları
kitaplarda ağarır
kapkara yazgıları

geceler uykulara
ben düşlere dalarım
karanlığı esmeyen
kimsesiz gecelerin
kimsesiyim ben


GALİLE’YLE BİR YILBAŞI

bir yıl daha büyüdük
gençleştik bin yıl daha

özgürlüğe tutulup
acıya nikâhlandık

ölümlerin koynunda
kök saldık yıldızlara

gülümsesin yarınlar
dönüyor çünkü dünya


DEĞİL

bir olmaz olası gün ki
senin olan
senin değil

algelincik büyütürsün
yürek toprağında kökü
çiçeği gelin değil

ne tellerde ne yellerde
ak türkü
ağıt yakmada pınarlar
can dayanası değil


GÜN OYUNU

gün doğar
gölge büyür
cüceler
dev görünür

gün düşer
gölge büyür
cüceler
dev görülür

doruklaşır aydınlık
güle güle ölünür

bu
bir gün oyunudur


AÇMAZ

güneşin yurdunda
ışıksızım ben
buzdağları arasında
yüreğim

dalların dilsiz kuşları
bozulmuş yuvam tüneğim

aydınlığa göz açtırmaz
karanlık
bilincimi köreltiyor
bileğim


PAYIMIZA DÜŞEN

bana bir türkü söyle
şöyle yanık havadan
ezgisi ahtan
sözleri vahtan ola

aahlarla doğmuş
vaahlarla büyüymüşüm
bunlardan benim payım

bana bir türkü söyle
ezgisi ahtan
sözleri vahtan ola

“bir kahkaha üç pirzola…”
uy torpahğlar başına
bilmediğin neyine
sen hele bir ağıt de

“yemen yolu çukurdandır
karavana bakırdandır
zenginimiz bedel verir
askeriz fakirdendir”

deyip yürekler yakan

“ağlamak, ömrü uzatır.”

buyursa da
keyfe keder ağlayan
ağlamak bizim işimiz
ömrü
“vakit-saat” bilir

sen hele bir bozlak çek
şöyle dadaloğlu’mca
dağlarda yankılanan

bana bir türkü söyle
ezgisi ahtan
sözleri vahtan ola


YARINLAR İÇİN

şiir damıttm acıdan
yarama merhem diye
ışık sağdım karanlıktan
gün ışısın ay doğsun
yıldız koksun geceler

gelincikler büyüttüm
taşlar dikenler içinde
bezensin doğam diye

kar yağdırdım saçlarıma
ömrümün ilkyazında
kardelenler boy versin
gülsün baharlar diye


BÖYLEYSEM

insan karanlığında yuvalanmış
gırtlağımda yarasa kanatlar

eritilmiş kurşundur
çığlıklar kulağımda

böyle hırçın böyle hoyrat
dom dom kurşunu gibi
böyle pat pat oluşum

başımda bunca duman
bunca acıya
onca belaya katlanmam

ne dağlılığım ne hoyratlığımdır
kan kusacak yarınlara
bu günden ağıtımdır


ANLAT BANA KADINI

gem azısında duygunun
sözcükler kör kötürüm
gözlerin ellerinle
yüreğin ve teninle
anlat bana kadını

anadolu kadın'ın
âsi çocuğuyum ben
soylu yasaklıları
sevdayı tanırım ben

özgür kıl yüreğini
salıver hücresinden
tutuklanmış kadını
yeşersin insanlığın
hiç hesapsızca yaşa
kadınlığın tadını

bana kadını anlat
anlat bana kadını

sen kibele anasın
yaratanlar içinde
yarimsin sen ki benim
ilkel nazlar içinde
sen ki bacımsın benim
yüreği prangada
sen ki anadolu'msun
kördüğümler içinde

bana kadını anlat
anlat bana kadını
ak sevdalar içinde


DELİ

kafan deli
gönlün deli
dilin deli
delisin oğlum deli

insanca düşün
gönlünce sev
doğruyu söylesin dilin
sen de olursun deli

deli olmak
zor değil ki



UMUT ÇİÇEĞİ

Ölümlerden diri doğdum
Çoğaldım bitişlerde

Acıdan bilinci sağdım
Yas karasından sevinci

Zincirlerde özgürlüğü yaşadım
Soldurmadım umudun çiçeğini


KIŞLARIN ARDI

gün arsız gece kancık
dayan yüreğim dayan

bir yanda bedrettin
bir yanda sultan
dadaloğlum bir yanda
bir yanda ferman

koçyiğit haylamasında
susar tüm ulumalar
kol gezsin ölüm zulüm
kışların ardı bahar


ADANMIŞ TÜRKÜLERİM

bıçkın yolculuklarımdır
böyle seyip
yolbungunıu oluşum

günüm dar gözüm kara
gönültelim başkaldırır
söyleyemem türkümü
tezeneme prangalar vurulur

aklım kapanlara düşer
vıcık vıcık insan kaynar
beş yanım

yüreğim dağlara çıkar
ısınır umudun dili
çoban ateşlerinde
türkülerim
özgürşüğe adanır

çoğalır türkülerim


KEHANET

yarın on iki eylül
yarın gün tutulacak

yürek yangınlarında
cadıların kazanı

sürülür önümüze
yenmez yutulmaz acı

filizler ateşlerde

susacak umut türküsü
ağıtlar çoğalacak

yarın on iki eylül
yarın gün tutulacak

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

biri söylesin noolur
bu soysuzlardan hesap
ne zaman sorulacak

Hiç yorum yok: