HADİ GEL
hamak yap saçlarını
aşka bele gönlümü
asılıp gözlerine
sallanmak istiyorum
sevdanın uçlarına
dingin duru sevmelere
ulaşmalı yüreğim
hangi güç aklayabilir
insanlığın yüzünü
hadi gel sevişelim
İNSAN İNSAN
insan gördüm
adı insan
insan gördüm
tadı insan
insan gördüm
bütün canlara düşman
insan gördüm
canlardan öte bir can
insan gördüm
öleyazdım acımdan
insan gördüm
onur duydum adımdan
insan gördüm
dalmış kör karanlığa
insan gördüm
uçmuş soy aydınlığa
insan gördüm
tanımamış sevmeyi
insan gördüm
tanrı bilmiş sevmeyi
insan gördüm
eteğinde dolu taş
insan gördüm
yüreği hacıbektaş
İNSAN ORMANI
ışıksız yürüyen orman
kayboldum
tilkisi kurdu sırtlanı
örümcek akrep yılanı
kuşatıldım
sığınaksız yabanıyım
bu karanlık ormanın
kan çağırır
yarasa çığlıkları
çıldırır kulaklarım
gönlümde
yunus türküsü
yüzümde utancı
haccac olmanın
ben ki
aşktan çoğalırdım
yok oldum
KİMSESİZ GECELER
kimsesiz gecelerin
kimsesiyim ben
karanlıklardan kaçıp
bana gelir geceler
onlarla paylaşırım
acımı sevincimi
gün dağların ardında
geceler kollarımda
ve şiirler dillenir
dostluktan aşktan yana
dizelerde avunur
dinmeyen sızıları
kitaplarda ağarır
kapkara yazgıları
geceler uykulara
ben düşlere dalarım
karanlığı esmeyen
kimsesiz gecelerin
kimsesiyim ben
GALİLE’YLE BİR YILBAŞI
bir yıl daha büyüdük
gençleştik bin yıl daha
özgürlüğe tutulup
acıya nikâhlandık
ölümlerin koynunda
kök saldık yıldızlara
gülümsesin yarınlar
dönüyor çünkü dünya
DEĞİL
bir olmaz olası gün ki
senin olan
senin değil
algelincik büyütürsün
yürek toprağında kökü
çiçeği gelin değil
ne tellerde ne yellerde
ak türkü
ağıt yakmada pınarlar
can dayanası değil
GÜN OYUNU
gün doğar
gölge büyür
cüceler
dev görünür
gün düşer
gölge büyür
cüceler
dev görülür
doruklaşır aydınlık
güle güle ölünür
bu
bir gün oyunudur
AÇMAZ
güneşin yurdunda
ışıksızım ben
buzdağları arasında
yüreğim
dalların dilsiz kuşları
bozulmuş yuvam tüneğim
aydınlığa göz açtırmaz
karanlık
bilincimi köreltiyor
bileğim
PAYIMIZA DÜŞEN
bana bir türkü söyle
şöyle yanık havadan
ezgisi ahtan
sözleri vahtan ola
aahlarla doğmuş
vaahlarla büyüymüşüm
bunlardan benim payım
bana bir türkü söyle
ezgisi ahtan
sözleri vahtan ola
“bir kahkaha üç pirzola…”
uy torpahğlar başına
bilmediğin neyine
sen hele bir ağıt de
“yemen yolu çukurdandır
karavana bakırdandır
zenginimiz bedel verir
askeriz fakirdendir”
deyip yürekler yakan
“ağlamak, ömrü uzatır.”
buyursa da
keyfe keder ağlayan
ağlamak bizim işimiz
ömrü
“vakit-saat” bilir
sen hele bir bozlak çek
şöyle dadaloğlu’mca
dağlarda yankılanan
bana bir türkü söyle
ezgisi ahtan
sözleri vahtan ola
YARINLAR İÇİN
şiir damıttm acıdan
yarama merhem diye
ışık sağdım karanlıktan
gün ışısın ay doğsun
yıldız koksun geceler
gelincikler büyüttüm
taşlar dikenler içinde
bezensin doğam diye
kar yağdırdım saçlarıma
ömrümün ilkyazında
kardelenler boy versin
gülsün baharlar diye
BÖYLEYSEM
insan karanlığında yuvalanmış
gırtlağımda yarasa kanatlar
eritilmiş kurşundur
çığlıklar kulağımda
böyle hırçın böyle hoyrat
dom dom kurşunu gibi
böyle pat pat oluşum
başımda bunca duman
bunca acıya
onca belaya katlanmam
ne dağlılığım ne hoyratlığımdır
kan kusacak yarınlara
bu günden ağıtımdır
ANLAT BANA KADINI
gem azısında duygunun
sözcükler kör kötürüm
gözlerin ellerinle
yüreğin ve teninle
anlat bana kadını
anadolu kadın'ın
âsi çocuğuyum ben
soylu yasaklıları
sevdayı tanırım ben
özgür kıl yüreğini
salıver hücresinden
tutuklanmış kadını
yeşersin insanlığın
hiç hesapsızca yaşa
kadınlığın tadını
bana kadını anlat
anlat bana kadını
sen kibele anasın
yaratanlar içinde
yarimsin sen ki benim
ilkel nazlar içinde
sen ki bacımsın benim
yüreği prangada
sen ki anadolu'msun
kördüğümler içinde
bana kadını anlat
anlat bana kadını
ak sevdalar içinde
DELİ
kafan deli
gönlün deli
dilin deli
delisin oğlum deli
insanca düşün
gönlünce sev
doğruyu söylesin dilin
sen de olursun deli
deli olmak
zor değil ki
UMUT ÇİÇEĞİ
Ölümlerden diri doğdum
Çoğaldım bitişlerde
Acıdan bilinci sağdım
Yas karasından sevinci
Zincirlerde özgürlüğü yaşadım
Soldurmadım umudun çiçeğini
KIŞLARIN ARDI
gün arsız gece kancık
dayan yüreğim dayan
bir yanda bedrettin
bir yanda sultan
dadaloğlum bir yanda
bir yanda ferman
koçyiğit haylamasında
susar tüm ulumalar
kol gezsin ölüm zulüm
kışların ardı bahar
ADANMIŞ TÜRKÜLERİM
bıçkın yolculuklarımdır
böyle seyip
yolbungunıu oluşum
günüm dar gözüm kara
gönültelim başkaldırır
söyleyemem türkümü
tezeneme prangalar vurulur
aklım kapanlara düşer
vıcık vıcık insan kaynar
beş yanım
yüreğim dağlara çıkar
ısınır umudun dili
çoban ateşlerinde
türkülerim
özgürşüğe adanır
çoğalır türkülerim
KEHANET
yarın on iki eylül
yarın gün tutulacak
yürek yangınlarında
cadıların kazanı
sürülür önümüze
yenmez yutulmaz acı
filizler ateşlerde
susacak umut türküsü
ağıtlar çoğalacak
yarın on iki eylül
yarın gün tutulacak
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
biri söylesin noolur
bu soysuzlardan hesap
ne zaman sorulacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder