www.google.com

bilalkayabay.blogspot.com

22 Ağustos 2009 Cumartesi

SÜRÜN

nasıl bunca duyarsız
bu denli tepkisizsin
görün be halkım görün

ağlamayı ar saydın
içine aktı selin
yıkılsın gayri bendin
gerin be halkım gerin

aşk yaran yürek terin
kazanç kapısı oldu
medyatik kenelere
silikon pompalanmış
kusturucu bedenler
tüketti haraç mezat
türkülerin kimliksiz
ninnilerin baz morfin

yapansın yaratansın
emeksin üretensin
seni sevenler ölür
semirir sülüklerin

kim yazdırmıştı sana
kurtuluş destanını
yobaz rövanş derdinde
hem sağırsın hem körsün
sürün be halkım sürün

16 Ağustos 2009 Pazar

BEN BENİ

yaman koymuşum kafama
atacağım o benim bildiğim "ben"i
kendine de kafa tutan
onuncu köyde bile tutunamayan "ben"i
taşıyamam daha fazla
evet evet atmalıyım
tam da sırası
boğaz'ın üstünde yedi bin fitten
salıvermeli sulara
böyle atmalar yakışır öylesi "ben" e
"ben"i sarılırken parmaklıklara
köprüden aşağıya
zavallı bedeni
ucuz medyatik atmalara kalkışmak niye
bedenini saklayıp "ben"ini atmalı insan
aaattım
yırtılmış bir çuval gibi boşala kaldı bedenim
kırmızı buğday misali sulara aktı "ben"im
yarım yüz yıla doğru tik taklayan saatin
kasnağı kaldı kendime
ateş çemberinde akrep
yelkovan bir umutla
hep uçlarda yaşamış
o baş belası beni
terk edip öz yurdunda
öteki dünyalara uçuverdim bir gece
korkmalarım denli zor olmasa da
hani ayrılık bu ya
acıyı yeşertir elbet
bir hava boşluğunda yalpalıyorken uçak
fırsat bu fırsat deyip itiverdim karanlığa
hoşça kal eeey eski ben
neylersen eyle şimdi
ben kurtuldum ya "ben" den

"ve keder, atımızın terkisine binip gelir" diyen, virgilius'u
"niçin başka güneş, başka toprak ararsın, yurdundan kaçmakla
kendinden kaçar mısın" diyen persius'u
"ruhun derdi içinde ve kaçamaz kendi kendinden" diyen tibullus'u
"kırdım, diyorsun zincirlerimi. evet, köpek de koparır zincirini.
kaçar o da… halkaları boynunda taşıyarak" diyen lucretius'u
"benim" in tersi ile itip şöyle bir köşeye
kuşanıp yeni "ben"imi uçuyorum

valla yetti canıma
yok dürüstlük yok onurmuş
yok halklar yok kardeşlikmiş
yok paylaşmak yok barışmış
yok insanlık yok sevgiymiş
yok dünyada her birey hatta evrende her şey
"kendi" olabilmeliymiş
bilimsellik gerçeklikmiş
he gülüm heee
bunca çağdışı safsataya kurban eder misin
bir o kadarı daha yaşanamaz ömrümü

ne Türkiyeli ne Avrupalı
ne insan ne değil
ne dünyalı ne ahretli
ne içgüdüsel ne zihinsel
bir tuhaf ademoğlu sürüsü
işte öyle bir ortamda dolanıp duruyorum
şu yeni kimliğimle
ensemde de lânet biri
sevmemiş olmalı şimdiki "beni"
her fırsatta bebeğine bakıyor gözlerimin
aşağılıyorum
acıyarak gülümsüyor yüzüme
aldırmıyor yürüyorum kararlı adımlarla
virgilius kesiyor yolumu
sola yöneliyorum
"duvar"* ın ardındaki köhneliğin hüznü içinden
sırıtıyor lucretius
sağıma bakıyorum
persius çıkıyor karşıma
yüz geri ediyorum
tibullus, taa dibinde burnumun
"benim" in tersi ile bir kez daha itiyorum dördünü
bir beşincisi var ki…
o düşmüyor yakamdan
tüneyip omuzlarıma hep izliyor herkesi
hem acıyor hem kızıyor onlara
acısın mı kızsın mı
hangisinde karar kılsın kararsız
bir şeyde çok kararlı
inmeyecek sırtımdan
beni bana bırakmaya kesinlikle yok niyeti
ben de takmışım ona
sinmişim tetikteyim
ilk fırsatta sarılıp gırtlağına bitireceğim işini
iki de bir içten içe eğilip kulağıma
"sen beni iyi tanırsın. pes eden cinsten değilim
başın belada oğlum" diye mırmırlanıyor
saçımın kıvrımlarında dolanıp yoluyor bıyıklarımı
"dönüşü yok kararlıyım. seni bitireceğim"
diye direniyorum
bir "okuma günüydü" apansız bindi sırtıma
tırnaklarını saplayıp ele geçirdi beynimi
yeni "benim" darmadağın
konuşan o eski belam
son gayretle sarıldım boğazına
izleyenler kocaman bir kahkaha
canım acıyor benim

! ! ! ! ! ! ! ! ?

olmaz olsun atamadım ben beni.