www.google.com

bilalkayabay.blogspot.com

25 Şubat 2010 Perşembe

HİÇ BİR ŞEY BİRDENBİRE OLMAZ

                                                   SAHİ BU GÜNLERE NASIL GELİNDİ
                                                YAKINMAYA HAKKI VAR MI ASKERİN

            Bütün dünyanın saygıyla önünde eğildiği, memleketin en seven şairini, mahkemeler, hakkında suçlanacak bir şey bulmayıp, aklanacağı sırada, mareşal unvanlı - eli Kur'anlı genel kurmay başkanınca "Bir suç icat edin ve mahkum edin" emri verilmedi mi !..
            "Milletin kaderi tehlikeye düşmedikçe, harp, bir cinayettir" diyen Atatürk'e rağmen, Atatürkçü geçinerek, dünyanın öteki ucundaki Kore'de Korelileri boğazlamaya gidip, bilmem ne kadar ölü  ve bilmem ne kadar sakatla, dönülmedi mi !
             27 Mayıs'ta, vatanı, cephelere bölen, her mahallede "Küçük Amerika Yaratma" gayretiyle, soygun ve talanı sistemleştiren, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler mantığıyla, hırsızın, soysuzun, vurguncunun destekçisi olan, kamunun arazisini, mafyaya, çapulculara dağıtan, bugün sorunlar yumağına dönüşmüş, gırtlağına kadar her anlamda bataklıkta debelenen kentler(!) oluşturan, ülkenin yarınlarına kıyanlar, bir müdahaleyle "demokrasi şehitleri rütbesine" yükseltilmedi mi !
            l2 Mart’ta “Balyoz Harekatı”yla, ülkenin yetişmiş  gerçek yurtsever, onurlu, bağımsız bir Türkiye diyen güzel çocukları akıl almaz zulümlerden geçirilip, gencecik yiğitleri alkışlarla “sallandır" ılmadı mı !..
            Atatürkçülük kimseye bırakılmazken, adı, Kalpaksız Kuvvacı'ya çıkacak kadar Atatürkçü, onurlu, namuslu, yurdunun, ulusunun tam bağımsız, mutlu yaşamasını savunan Uğur Mumcu "SAKINACLI PİYADE" yapılmadı mı !..
            İçlerinde, aşşağılık katillerin de bulunduğu pislikler, askeri ceza evlerinden, asker giysileri içinde, paşa paşa salınıp, başka cinayetlere yollanmadı mı !
            12 Eylül gibi, yalnız bu ülkenin değil, bütün bir insanlık tarihinin en utanç verici sayfası kanla, acıyla yazılmadı mı !..
            Bu utanç eylemi, sevinç çığlıklarıyla, okyanus ötesindeki efendilerine "Bizim çocuklar başardı" diye müjdelenmedi mi !..
            ABD'li patronlarına zafer çığlıkları attırırken, bütün suçu, kitap yayınlamak ve ülkesini, toplumunu insanca sevmek olan İlhan Erdost, askeri aracın içinde, ağabeyinin gözleri önünde, dipçikle öldürülmedi mi !..
            Yıllardır, ülkeyi sorunlar yumağı haline getiren, çağdışı, açmazlar belgesi olan 82 Anayasası şu garip millete yüzde doksan iki oy oranıyla dayatılmadı mı !..
28 Şubat’ta , dipsiz dayanaksız vaatlerin, tutarsız, ayakları yere basmayan kandırmaların, dinsel inançları sömürmelerin maskesi düşmek üzereyken, daha süslü bir maskeyle şeriatçılık güçlendirilmedi mi !..
            Çuvala hiç girmeyecem... Girince yalnız beynim değil, midem de alt üst oluyor, içim dışıma çıkıyor.
            27 Nisanda E Muhtıra denen trajikomik bir hamleyle takiyeci mazlumlar yaratılıp, Çankaya’nın başı bağlanmadı mı !..
            Bütün bu zulüm, çürümüş, kokuşmuş sağcı-muhafazakar düşünceyi iktidarda tutmak, pisliklerini örtmek, solu-solcuları, yani gerçek yurtseverin köklerini kurutmak, birinci vazife sayılmadı mı !.. Ülke, dincilerin, soyguncu talancıların, “devletin malı deniz, yemeyen domuz” diyen "domuzların" cennetine çevrilmedi mi !..
            Yapılan her müdahaleyle, her seferinde sağcı-bağnaz kapitalist – işbirlikçi kesimlerin değirmenine su taşınmadı mı !..
            Şimdi oyunun son perdesi mi oynanmaktadır ? Belli güçlerin TSK ile sürtüşüyor görüntüsü altında, "Cumhuriyet Ordusu"nun defteri mi dürülmek istenmektedir.
            İnsan düşünmeden edemiyor.