www.google.com

bilalkayabay.blogspot.com

23 Temmuz 2014 Çarşamba

KENDİN OLMAK

                              

KENDİN OLMAK

neleri tepmedim ki


ben'i kazanmak için

han hamam

mevki makam

servetim onurumdu

sarıldım ona

neler terk etmedim ki

ben kalmak için

ev bark

at avrat

silahım namusumdu

sarıldım ona

neler kaybetmedim ki

bu dik başımla

çocukluğumu asla


26 Ocak 2014 Pazar

GERÇEĞE SAYGI ADINA TARİHE NOT DÜŞMEK



BİLDİĞİMİ BİLSİNLER GEBERMESİN SÜRÜNSÜNLER İÇİN

Ankara'nın bir İskitler Semtinde, götü yarım metre geriden, karnı yarım metre ileriden giden, besili kancık domuz yapılı bir mahlûk yaşardı o yıllarda. Her anlamda pisliğinin içinde hâlâ debelenir; çevresine de bulaştırır mı yoksa pisliğinde boğulup gitti mi bilmem.

İşte o aşşağılık mahlûk, çevresine topladığı bir manga faşist domuzcuğu salmıştı, akşam karanlığında üstüme: İKİ OCAK BİN DOKUZ YÜZ SEKSEN...

Tek kişiye sinsice saldıran bir manga domuzcuklar başa çıkamamış; yapılarına uygun olarak kahpece ve kancıkça on dörtlüyle arkadan kurşunlamış; kaçmışlardı.

İntikamım, ölüme direnmek dimdik yaşamak, soysuz satılmışların ipini pazara çıkarmak oldu, oluyor, olacak.

Biliyorum, karanlıkla savaşımı biliyor, izliyor; yaralı kancık domuzlar gibi acıdan kıvranıyor;

kahırlarından geberiyorlar. Ben de bunu bildiğimi bilsinler; geberemesin kahrolsunlar diye yazdım bunları.

O Gün, insanca acılanan, yaşadıkları en kötü gün olarak hatırlayan güzel çocuklarıma, güzel insanlara sevgiyle selam olsun.

CAN SIKTIM, GÜLÜN İÇİN BU, CANLAR

Hani, besili kancık ayı kılıklı herif var ya, birkaç yıl sonra Kızılay İzmir Caddesinde karşılaştık. Beni zıpkın gibi görünce, kazığa düşmüş domuz gibi homurdandı:"Sen öyle gez bakalım..." -Bu taifenin bu iğrenç kinlerinin boyutuna tanık oluyoruz ya ekranlarda, meydanlarda. Aynı bokun türleri.- Duymam sandı ama duydum. -Ne yapacağına kilitlenmiş olmalıyım.-

Ona doğru yöneldim, feleği şaştı. Yer yarılsa içine girecek. Utancından değil, korkusundan.

Ne yaptım dersiniz ?..

Gittim, öptüm mahlûku !..

O besili onursuz domuz bile yavru lağım faresine dönüştü. Üç beş adım gittikten sonra, arkamdan seslendi:

"Ben şaka yapmıştım, ciddiye alma" diye.

Ben de: "Almadım zaten" dedim. Döndü, arkasından seyrettim, bacakları dolaşıyordu.

Başını tutsam da kışkırttığı it sürüsüne tecavüz ettirsem, o kadar acı koymazdı.


FARKI FARK ETMEK GEREK BİNLERCEDEN BİR ÖRNEK

Arkadan kahpece kurşunlama sanıkları, Mamak 4 nolu Sıkıyöetim Mahkemesi'nin kantininde, soğuktan çok korkudan titreşirken içiniz ısınsın diye çay ikram etmiştim. Hepsi de gençtiler.Biz itlerle uğraşmayız, hesabımız satılmış sahiplerinizle, demiştim.

Adına savcı denen bir tuhaf vatandaş da Çanakkale'de, sokağa yazı yazdın diye 13 yaşında bir çocuğun kafasını koparmak için çırpınıyor.

İŞTE, SOLCU BİR İNSANLA, DİNCİ BİR FAŞİSTİN ARASINDAKİ FARK !..

DEMEM O Kİ

Burada birkaç gündür paylaştıklarım, bireysel, benim özelim gibi algılanmasın.

İnanılmaz, akla ziyan, mide bulandıran şu ortama bu ülke nasıl sürüklendi, sorumluları kimler, hangi kafa yapısı, onu vurgulamaya çalıştım.

Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Ümit Kaftancıoğlu, Bedrettin Cömert, Cevat Yurdakul, Doğan Öz, Hırant Dink... Adını sayamadığım onlarca güzel insanın gövdesi değildi, saldırılan; KAFALARIYDI. Özgür, bağımsız, onurlu, barışçı, paylaşımcı bir ülke özlemiyle ışık saçan KAFALARI.

Sivas- Madımak, Kahramanmaraş, Çorum... kıyımları yaşanmasın, binlerce fail-i meçhul olmasın, "Berfo Analar" acılanıp ağlamasın diye çırpınan, ölümüne, gerçekleri, doğruları savunan onurlu insanları yok etmekti, saldırıların nedeni.

Karanlıkların karşısında, kendi çapınca aydınlık savaşçısı güzel insanlara, saygıyla selam olsun.

Ne diyor Rıfat ILGAZ: "Aç iki kolunu iki yana / Korkuluk ol"

Bilmem anlatabildim mi ! ?..