www.google.com

bilalkayabay.blogspot.com

2 Haziran 2010 Çarşamba

ŞİİR FETİŞİZMİ

                        
                                 ŞİİR FETİŞİZMİ

          Şiiri, ben var ediyorum. Şiir, beni var etmiyor. Ben şiir olmadan da varım. Ben var olduğum için şiir var.
         Ben, insanım !
         Kendini şiirle var edenler ya da var olduklarını sananlar, şiir adına burunlarından kıl aldırmıyor, şiiri, hangi ulaşılmaz kutsallığa yerleştireceklerin şaşırıyorlar.

        Psikolojide bunun adına ne deniyor. “Savunma Mekanizması” mı. Yani kişi kendinde olmayan ama olmasını şiddetle istediği bir takım değerleri başka şeylerden ya da kişilerden sahiplenir. Kendini onlarla özdeşleştirerek egosunu tatmin ederler.

        Şiire tapınan, onda bütün değerlerin ötesinde bir sihir vehmedenlerin çoğunun şiirinin değeri de kendinden menkul denilen türdendir.

        Aslında önemsedikleri, önemsetmeye çabaladıkları, zavallı kendileridir. Bunu doğrudan söyleyemedikleri, söyleyemeyecekleri için, şiirin arkasına saklanırlar. Arkasına saklandıkları şiir de ıkına sıkına, zorlamayla dizilmiş, dizeciklerdir. Biraz dikkatle bakılırsa arkasındaki saklanmaya çalışan o abuk sırıtık, yılışık surat görülür.

          Biraz daha dikkatle ve insafla bakılırsa ne öndekinde ne arkasındakinde insana dair bir şey olmadığı da görülür.

           İnsanın yarattığı, insana ilişkin bir üründe insanın olmayışı, içinde atan bir yüreğin bulunmayışı hangi “şiir aşkı” ile açıklanabilir.

           Sözcükler, takla atar, amuda kalkar, telde yürür, trapezci olur, buz dansı yapar, su dansı yapar, kanatlanıp uçar, yelkenli-yelkensiz deryaları geçer, daha aklınıza gelmeyecek gösteriler yapıp, bin bir kılığa girer.

           Bütün bunlar insana özgüdür, insan hüneridir. Sözcüklere bunları yaptıran da insandır.

           Bütün bu gerçekler ortadayken, insana yabancılaşmış, insansızlaşmış, söz cambazlıkları nasıl oluyor da şiir oluyor.

            Elbette bütün bu maskaralıklar şiir olmuyor. Olmuyor ama birileri illa oldurmaya çabalıyor. Hatta dayatıyor: Şiir budur, diye.

           Çünkü o güç, şiirin, insanı silkeleyip uyandırdığını iyi biliyor. İnsanın uyanmasının da soysuz-soygun düzeninin sonu olacağını biliyor.

           İşin kötü yanı, bir takım zavallıların, zavallılıklarını örtüp, kendilerini var etme adına bu ucuz oyunun figüranı olmaları. Hem öyle bir adanma ki bu, figüranlıklarını unutup “esas oğlan-esas kız” havalarına giriyorlar.

            Hangi bedeli, nasıl ödüyorlar ki; patronlar, bunları böyle önde, gündemde tutuyor. Ne kadar tutulacakları da belli değil.

             Değil, çünkü patron kullanır atar, yerine onlardan daha ateşli, gayretli satılmışlar bulur. Bulamazsa, yaratır

Hiç yorum yok: